Ramazan, paylaşmanın, dayanışmanın ve bereketin ayıdır. Hicri 2. yılda (M624) farz olduğunda da böyle idi ebediyen de böyle olacaktır. Müslümanlar bu ayda yardımlaşmayı artırır, sofralar kurulur, birlik duygusu pekişir. Zekatlar verilir, sadakalar dağıtılır. Ancak son yıllarda Ramazan ayının ekonomik bir fırsata çevrildiğini görüyoruz. Lokantalar, marketler, fırınlar adeta bu ayı “kutsal bir kâr dönemi” olarak görüyor. İftar menülerine yapılan %40 zam, marketlerdeki erzak kolilerine gelen %70 fiyat artışı ve Ramazan pidesinin zamlanması, ibadet ayının ticari bir fırsatçılık aracı olarak kullanıldığını gösteriyor.
BATI’DA İNDİRİM, BİZDE ZAM!
Dikkat çeken bir çelişki var: Yıl boyunca Black Friday, Sevgililer Günü, Anneler Günü gibi Batı menşeli özel günlerde indirim yapılırken, İslam dünyasında Ramazan gibi kutsal dönemlerde fiyatlar yükseltiliyor. Batı’da perakendeciler tüketimi artırmak için fiyat düşürürken, bizde tam tersi oluyor. Çünkü bu dönemlerde Müslümanlar, iftar ve sahur sofraları için mecburen alışveriş yapacak ve fırsatçılar bunu çok iyi biliyor.
- Batı kökenli günler ve kültürel etkenlerle, tüketiciyi aldatıcı indirimlerle manipüle ediyor.
- İslam dünyasında ise “helal ticaret” adı altında Müslümanların zorunlu veya günlük harcamaları üzerinden sömürü yapılıyor.
Netice : ikisi de kapitalist sistemin farklı yüzleri!
Bunun böyle olduğunu herkes biliyor, ama… mesele o amalar da…
HURMA, PİDE VE İFTAR MENÜLERİ NEDEN UÇTU?
Gazeteler, TV’ler haber yapmaya başladılar. Ramazan Zamları Başladı. Cümlenin kendisi Oksimoron (oluşundan/doğuşundan çelişik) bir kelime. Ne demek Ramazan zammı? olur mu öyle şey. Maalesef oluyor işte. Örneğin geçen yıl 350 TL olan hurmanın fiyatı bu yıl 450 TL’den başlıyor. 150-200 TL arasında olan temel gıda kolileri 234 TL ile 1.440 TL arasında değişiyor. İstanbul’un bazı lüks restoranlarında iftar menüleri 5.000 TL’ye kadar çıktı. Orta halli bir restoranda ise kişi başı iftar 750-1.500 TL’ye ulaşmış durumda. Bu, Ramazan’ın ruhuna uygun bir durum mu? Yoksa bir sömürü kültürünün göstergesi mi? yada (bir asgari ücret 22.000 tl,) yani çok yüksek sevaplı iftar menüsü!!!
İSLAM’DA FİYAT ARTIRMAK NEDİR NE DEĞİLDİR.
İslam’da ticaretin ahlaklı olması emredilir. Tarihi eksene bakınca mesele bu eksende oturmuştur. Yazılan tüm kitaplar, verilen tüm fetvalar, mahkemeye düşmüş tüm kayıtlar bu eksende olmuş. Günümüzde de fiyat artışlarının öncelikle ahlak eksenli olduğu görülür. Bundan gerisi İktisatçıların, yöneticilerin vs. teknik uygulama bilgilerinden ibarettir. Güzel ahlakı tamamlamak için geldiğini söyleyen peygamberin ümmeti…
Bu günün ramazanları sokaklarda çadır sirkine dönmüş, vitrinler palyanço boyası…
İBADETLER TİCARİ ÜRÜNE DÖNÜŞTÜ!
Ramazan’daki fırsatçılık sadece gıda fiyatlarıyla sınırlı değil. Örneğin Hac ve Umre fiyatları da bu mantıkla sürekli artıyor. Özel şirketler “Kadir Gecesi Mekke’de olun” diyerek yüksek fiyatlı Umre turları düzenliyor. Oysa ibadet, pazarlama taktiği haline getirilmemeli! Aynı şekilde, bazı restoranlar “lüks iftar deneyimi” sunarak gösterişli sofraları ticari bir ürüne dönüştürüyor. Ramazan kumanyaları en uygun fiyat bizde mantığı üzerinden logolu logolu (yani bol reklamlı sevapla) sunuluyor. İftar sofları artık besmele ile değil “… iftarına katılım sağladık instağram fotosu” ile açılıyor…
ÇÖZÜM NE OLMALI?
İşin doğrusu demirin (İron and rush kavramına bakın) çürümesinin engellenmesi ne ise bu meselenin çözümü de o. (Bu konuda bir çözüm sunmak bana mı düşer diye kendime sorduğum soru saklı kalmak kaydı ile)
- Önce böyle olmaması gerektiğine dair A’dan Z’ye, bila istisna herkes itiraz etmeli. İtiraz etmeyen, ama, fakat, lakin diyenlerin çıkarcılardan olduğu bilinmeli.
- Eğer bir çözüm varsa o da köklerde. Köklere inmek için de kabukları, etrafta bitmiş olan otu çöpü (algıyı, söylemi, şaaşalı debdebeli sevapları) reddedip hadi oradan demeli, hiç olmazsa görmezden gelip evinde bir bardak su ile iftarı açıp muhannete muhtaç görünmemeli.
Ramazan, daha fazla kazanç sağlama dönemi değildir. Daha fazla maneviyat ve paylaşma dönemidir. İsteyen paylaşır. Paylaşmayıp paylaşıyormuş gibi yapanlara itibar etmemeli. Sevabı kime ait olduğu belli olmayan iyilik görüntülerinden uzak durmalı. Kimesnenin günümüzde bu kutsal ay, ticari bir sömürü aracına dönüştürülmesine en azından ruhen müsaade etmemeliyiz. İslam dünyasının bu konuda kendi ticaret ahlakını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.
YORUMLAR