Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

“Aile yılı” Aileye Çare Olabilecek mi?

“Aile yılı”nda aile yapısındaki sorunlara dikkat çeken Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, aileyi korumak için aileyle ilgili kanunların değişmesi ve zinanın suç kapsamına alınması gerektiğini kaydetti.

"Aile yılı"nda aile yapısındaki sorunlara dikkat çeken Kahramanmaraş Sütçü İmam

2025 yılının “Aile Yılı” olarak ilan edilmesi üzerine Ferhat Çelik, ailenin önemine dikkat çekerek, mevcut yasal düzenlemelerin aile yapısına zarar verdiğini ve acil çözüm yolları bulunması gerektiğini vurguladı. Çelik, “Bir problemi tespit etmek yeterli değil. Önemli olan o problemleri ortadan kaldırabilecek doğru çözüm yolları geliştirebilmektedir.” dedi.

Çelik’ten Aileyi Koruma Önerileri ve Kanun Eleştirisi

Aile yapısını korumak için yapılması gerekenleri maddeler halinde sıralayan Çelik, aile hakkındaki kanunlarda, özellikle de 6284 sayılı kanunda düzenlemeye gidilmesi gerektiğini kaydetti. Bu kanunun İstanbul Sözleşmesi‘nin içeriği esas alınarak hazırlandığını ve Türk aile yapısına zarar verdiğini savundu. Çelik, “Aile yapımıza faydadan çok zarar veren kanunlar yeniden düzenlenmelidir.” dedi.

6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi Eleştirisi

Çelik, 6284 sayılı kanunun, İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye’nin çekilmesine rağmen hala yürürlükte olduğunu ve bu durumun sözde bir çekilme olduğunu iddia etti. Sözleşmenin Avrupa toplumunun aile yapısına göre hazırlandığını ve Türk aile yapısına uymadığını belirtti. Çelik, “Türkiye her ne kadar bu sözleşmeden çekilmiş olsa da bu sözleşmenin içeriği esas alınarak hazırlanmış olan 6284 sayılı kanun ise yürüklükte kalmaya devam etmiştir.” dedi.

Kadın Cinayetleri ve Kanun Eleştirisi

Çelik, 6284 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra kadın cinayetlerinin azaldığı yönündeki iddialara karşı çıkarak, kadın cinayetlerinin arttığını savundu. Resmi rakamları paylaşarak, kanunun işe yaramadığını ve aksine sorunları büyüttüğünü iddia etti. Çelik, “Resmi rakamlara göre kadın cinayetleri şu şekilde artarak devam etmişti…” dedi.

“Kadının Beyanı Esastır” İlkesi ve Masumiyet Karinesi Eleştirisi

Çelik, “kadının beyanı esastır” ilkesinin masumiyet karinesi ile çeliştiğini ve erkeğin baştan suçlu kabul edildiği bir durum yarattığını savundu. Suç isnadının ispat gerektirdiğini hatırlatarak, “Berat-i zimmet aslıdır” ilkesine vurgu yaptı. Çelik, “Suçluyu tespit etmek yerine ‘kadının beyanı esastır’ diyerek kadını mutlak manada masun, erkeği de mutlak suçlu ilan edersen, bu anlayışla sorunları asla çözemezsin.” dedi.

Uzaklaştırma Kararları ve Aile Bütünlüğü Eleştirisi

Çelik, uzaklaştırma kararlarının erkekleri evlerinden sürgün ettiğini ve aile bütünlüğünü bozduğunu belirtti. Bu durumun psikolojik etkilerini ve çocukların durumunu göz ardı edildiğini savundu. Çelik, “Evinden aylarca uzaklaştırılarak aile ortamından zorla koparılmış kimsenin, nerede ve ne şekilde kalacağı hiç hesaba katılmamıştır.” dedi.

Kadına Şiddet ve Medya Eleştirisi

Kadına şiddetin sürekli gündemde kalmasının şiddeti normalleştirdiğini savunan Çelik, “Sürekli kadına şiddet diye diye kadınlara iyilik yapmadık. Tam aksine onları şiddetin merkezine yerleştirdik.” dedi. Medyanın şiddet olaylarını sürekli işlemesinin de bu duruma katkıda bulunduğunu ifade etti. Çelik, “Şiddet hadiseleri haber yapılmamalıdır.” dedi.

Zina ve Erken Yaşta Evlilikler Hakkında Görüşler

Çelik, zinanın suç olarak kabul edilmesi gerektiğini ve erken yaşta evliliklerin kontrol altına alınması gerektiğini savundu. Ancak, erken yaşta evlenenlerin yıllar sonra hapse atılmasının aileleri dağıttığını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtti. Çelik, “Aileyi kurtarmak için zinanın bir an önce suç olarak kabul edilmesi ve gereken cezanın verilmesi gerekir.” dedi.

Aileyi Koruma Yolları ve Eğitim Önerisi

Çelik, aileyi korumanın yollarının eşleri ayırmak veya kocayı hapse atmak olmadığını, asıl çözümün eğitim olduğunu vurguladı. Aile bütünlüğünü muhafaza etmeye yönelik eğitimlerin verilmesi gerektiğini savundu. Çelik, “Fakat aileyi korumanın yolu eşler arasını ayırmakla değildir. Hele kocayı hapse gönderip, kadını bütün sorunlarla baş başa bırakmak hiç değildir.” dedi.

Sonuç

Ferhat Çelik’in değerlendirmeleri, Türkiye’deki aile yapısının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekiyor ve mevcut yasal düzenlemelerin bu sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığını gösteriyor. Çelik’in önerileri, aile politikasının yeniden gözden geçirilmesi ve daha etkili çözüm yollarının bulunması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: İLKHA