Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Terör Örgütlerinin Dünyada Demokrasi, Hukuk ve Özgürlük Getirdiği Ülke Var mıdır?

Terör örgütleri demokrasi, hukuk ve özgürlük getirebilir mi? Sabri Şenel’in kaleminden tarihi süreçten günümüze terörün ülkelere getirdikleri ve Türkiye’nin mücadelesi üzerine düşündürücü bir analiz.

Terör örgütleri demokrasi, hukuk ve özgürlük getirebilir mi? Sabri Şenel'in

Anayasalar ülkelerin kuruluş senetleri, temel paradigmalarıdır. Bu paradigma, milyonlarca şehit ve gaziler verilerek kanla, canla, gözyaşı ile yazılmıştır. Paradigma değişikliği, Öcalan’la, teröristlerin siyasal uzantıları ile değil, şehit ve gazilerin ölümsüz ruhlarıyla yapılır. Anayasanın 4/5 kısmı değişmiştir, her Anayasa değişikliği millete “tek kurtuluş” diye takdim edilmiştir.

FETÖ-AKP işbirliği dönemlerinde “Mezardakilere bile oy kullandırmak” ifadesi kullanılmış, toplum algılara, propaganda bombardımanına tutulmuş, 15 Temmuz darbesine giden süreç doludizgin hızlandırılmıştır. Dün dinci bölücü FETÖ’ye mesafe aldıranlar, yeni değişiklikle PKK’nın siyasal uzantısı DEM’e mesafe aldırma tehlikesinden kamuoyu ciddi endişe duyuyor. Zira PKK bölücülük hedefinden asla vazgeçmemiştir.

Açık açık Sevr’e vurgu, ülkenin kuruluş senedi Lozan’a meydan okunuyor. Verilen her taviz ülkeyi biraz daha uçurumun kenarına itecektir. 1839 Tanzimat Fermanı batılılaşmanın başlangıcıdır. Padişah Abdülmecid tellal tutarak “Bundan sonra gavura gavur denmeyecektir” bağırtmıştır. Bugün Anayasa değişikliğiyle 56.000 kişinin katiline veya yasa değişikliği ile katil denmeyecek midir? Katile katil, teröriste terörist denir; bu şehitlere vefa ve sadakat borcudur. Af ve pişmanlık; pişmanlık olmadıkça telaffuzu bile telafisi çok ağır bedeller ödetir. Bölücü bölücülükten, ayrı vatan, ayrı devlet, ayrı millet, ayrı bayrak talebinden vazgeçmedikçe bunu konuşmak, dillendirmek abesle iştigaldir.

Türkiye dünyanın, bölgenin ve gönül dünyamızın sönmeyen güneşi, parlayan kutup yıldızıdır. Türkiye’yi ve Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü korumak, kollamak, yüceltmek varlık ve beka sebebimizdir. Terör örgütü dünyanın hiçbir yerine, hiçbir tarihte demokrasi getirmemiş; kan, gözyaşı, katliam getirmiştir. Zira terör örgütleri, emperyalistlerin bu çağda alçak, gözü dönmüş vekalet savaşçısıdır. Teröristle demokrasi, hak, hukuk aynı karede, yan yana gelemez. Etnik, mezhep ve din tartışmaları, ayrılıklar gelişmiş ülkelerde asla gündeme gelemez, en küçük teşebbüs en ağır yöntemlerle bastırılır ya da yok edilir. Gelişmekte olan ya da sömürge altındaki ülkelerde bunu özgürlük diye sunan küresel emperyalistler ve işbirlikçileridir. Irak’ta Saddam, Libya’da Kaddafi, Suriye’de Esat, Hizbullah işbaşından gitti, sahi kim geldi? Hani o ülkelere demokrasi gelecekti? Irak, Libya, Suriye ve Filistin’de kan, gözyaşı, katliam, soykırım sürüyor.

Sonuçta BOP ile İsrail geldi, daha mı iyi oldu? Birinci açılım “analar ağlamasın”, barış olsun dendi, 850 şehit, binlerce gazi verdik. Kozmik odanın kapısı açıldı, 864 şehit; FETÖ ile işbirliği 250 şehit; Suriye bataklığında 230 şehit. Şimdi “Terörsüz Türkiye” açılımı altından PKK’nın Sevr hedefleri çıktı. PKK siyasal uzantısı DTP, DEP, PKK, HADEP kapatıldı, yerine DEM kuruldu. PKK kapatılıp yeni isim ya da üst örgüt KCK durdukça, bölücü Kürdistan hedefi sürdükçe “Terörsüz Türkiye”den bahsetmek mümkün mü?

Seçimlerde Cumhur İttifakı PKK ile mücadele; CHP kent uzlaşısı vb. yöntemlerle DEM(PKK) ile temas kurdu, bugün Cumhur İttifakı, CHP, Öcalan’ın talepleri ve siyasi talepleri dilinde buluştu. Seçimlerde müzakere gündemde yoktu, PKK ile mücadele kararlılığı vardı. Bu makas değişikliğinde lütfen seçime gidin, müzakereyi millete sorun!

Gelinen noktada asker, polis, bebek katili bölücüler anılacak, buna göz yumulacak, öyle mi?

Anılacak, baş tacı edilecek birileri varsa onlar şehit ve gazilerdir. Suçunu kabul etmeyen, bölücü Kürdistan hedefinden vazgeçmeyen terörist katilleri gerilla diye takdim edenlerden, Lozan’ı reddedip Sevr peşinde olanlarla terörsüz Türkiye mümkün müdür?

Siyasi partiler demokrasilerde yanlışına ders verilen, doğrusu desteklenen Cumhuriyetin temel milli irade adresidir. Bu temel anlayış terk edilirse bindiğimiz dalı keseriz. Terörsüz Türkiye istemeyen alçaktır. Türk milleti, devlet vatanı bölmek, Türk bayrağına alternatif paçavra istemek, ay yıldızlı al bayrağın eşi, Türkçeyi anadil olmaktan çıkarmak daha büyük alçaklıktır. Şehit ve gazilerin şehadeti, ölümsüz ruhu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilke ve kuruluş paradigmasını oluşturmuştur.

Öcalan’ın paradigmasını Türk devletine kılavuz yapmak abesle iştigaldir. 1921 Anayasası Sevr’in yırtıldığı, 1924 Anayasası ve Lozan’la çöpe atıldığı, milyonlarca şehit ve gazinin ölümsüz ruhuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın küllerinden doğduğu tarihtir. Talimat, itaat ve biatla hareket edip aklı, vicdanı rafa kaldırmak, “bir bildikleri var” diyerek kör, sağır, dilsiz şeytan taklidine soyunmak hiç kimseyi sorumluluktan kurtarmaz. PKK aynı, değişmedi, hala ısrarla Kürdistan diyor, meydan okuyor.

Deve kuşu tiyatrosu oynamanın faydası yok. Seçimlerden önce PKK’yı 6’lı masanın altında arayıp oradan seçim kampanyası yürütüp terörle mücadele kararlılığı gösterip oy alıp seçim sonrası PKK ve Öcalan’ı masa başına oturtup bedeli Türk milletine ödetip azınlıklara, farklı etnik gruplara imtiyaz vermek Osmanlı’yı batırdı.

Etnik imtiyaz yeni etnik gruplara imtiyaz kapısını aralar, etnik maskeli gizli azınlıklara yeni imtiyazlar verilir, 1915 Ermeni tehcirinin intikamı alınır, bugün yine Türk’e ağır bedel ödetip etnik taleplere onay vermek yeni bir felakete kapı aralamasın!

Türk milleti Cumhur İttifakı’na terörle mücadele için oy vermiştir. Terör örgütü lideri ve siyasal uzantısı ile müzakere ve paradigma değişikliği meclisten önce Türk milletine sorulmalıdır.

Sabri Şenel – 24.05.2025 / İstanbul