✍️ Mehmet SÖNMEZ
⚽ Frankfurt – Galatasaray Maçı ve İçimize Düşen Sessizlik
Frankfurt–Galatasaray maçını TRT 1’den izlerken içimde tek bir his vardı: Bu maçı alacağız. Futbol bu; top yuvarlaktır. Olmadıysa da en azından bir beraberlik beklenirdi. Çünkü bu ülkenin artık sevinmeye, bir olmaya ihtiyacı var.
Maçın başında öne geçtik, umutlandık ama yine hayal kırıklığı yaşadık.
Son iki haftada voleybol branşında kızlarımız, basketbol sahasında 12 Dev Adam mücadele etti. Belki finale ulaşamadık ama yine de gurur duyduk. Çünkü biz futbol kadar diğer branşlara da düşkün değiliz belki, ama konu yabancıya karşı mücadele olunca sahada her zaman tek yürek olurduk.
1990’ların Millî Ruhu Nerede?
1990’larda, yaşı ellinin üstünde olanlar iyi hatırlar: Milli ya da kulüp fark etmezdi. Avrupa’ya karşı kenetlenir, birlik olurduk. Sonuç ne olursa olsun, hep beraber sevinir, beraber üzülürdük.
Bugünden o günlere baktığımda içim acıyor.
Frankfurt–Galatasaray maçından sonra sosyal medyada yazılanları okuyunca dehşete düştüm. Artık öyle değil. İnsanlar, Frankfurt’u övmeden; Galatasaray’ın yenilgisine sevinmiş, dalga geçmiş.
İşte bu noktada durup düşünmek gerek:
Biz ne ara bu hale geldik?
Değerlerden Uzaklaştık, Milliyetçilikten Soğuduk
Manevi değerleri temsil eden kurumlara bakıldığında, bu milletin değerlerinden koptuğu görülüyor. Milliyetçiliği savunanlar, kötü örnekler nedeniyle artık itici bir imaj veriyor. Toplumsal bağlarımız, yıllar içinde zayıfladı.
Futbol seyircisinin bu millilikten uzak tavrı, aslında yıllardır ekilen ayrıştırıcı tohumların sonucudur.
Galatasaray’ın Yenilgisi: Sporun Ötesinde Bir Uyarı
Galatasaray’ın mağlubiyeti sadece bir futbol yenilgisi değil, toplumsal çözülmenin bir göstergesidir.
Bugün Galatasaray’ın yenilgisine sevinenler, yarın daha büyük kayıplara da sevinebilir.
Unutmayın:
Milliyetçilik, sosyal medyada alay etmek değil; bedel ödemektir.
19.09.2025