Her yıl biyoçeşitliliki korumaya yönelik küresel anlamda 143 milyar dolar yatırım yapılmasına karşın bu miktar, her yıl gereken tahmini 824 milyar doların çok gerisinde kalmaya devam ediyor.
Yüksek dağ bozkırlarından mercan resiflerine kadar yaban hayatı ve bitkiler, dünyadaki yaşam ağının ayrılmaz bir parçası.
Tüm bu yaban hayatı, ekosistemlerin sürdürülmesini sağlıyor, doğal süreçleri düzenliyor ve biyoçeşitliliki destekliyor.
İnsanların geçim kaynaklarını temel alan hizmetler oluşturmanın yanı sıra Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA’lar) gerçekleştirilmesine de katkıda bulunuyor.
Sadece ormanlar, 60 bin ağaç türüne, amfibyenlerin %80’ine ve kuşların %75’ine ev sahipliği yaparken gıda, ilaç ve gelir biçiminde doğal sermaye temin ederek 1,6 milyardan fazla insana da destek sağlıyor.
Ancak insan faaliyetlerinin yol açtığı habitat tahribatı, genel anlamda biyoçeşitlilik ve nesli tükenmekte olan türler üzerinde korkunç bir etki bırakıyor.
Geçtiğimiz yıl hazırlanan bir rapora göre, durumun vahameti ortaya çıkıyor.
5 bin 495 türün gidişatını ortaya koyan rapora göre, 1970-2020 yılları arasında yaban hayatı popülasyonlarının ortalama büyüklüğünde %73’lük bir azalma yaşandı.