Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Ülkenin geleceği, yalnızca bir Cumhurbaşkanlığı seçimine feda edilmemelidir!

Mehmet Sönmez, son günlerde Türkiye’de yaşananları değerlendirirken, Türkiye’nin ekonomik kaynaklarının ne kadar önemli olduğuna vurgu yaparak, ülkenin geleceğinin yalnızca bir Cumhurbaşkanlığı seçimine feda edilmemesi gerektiğini söylüyor.

Mehmet Sönmez, son günlerde Türkiye’de yaşananları değerlendirirken, Türkiye’nin ekonomik kaynaklarının

🔴 | Mehmet Sönmez / Konum TV – Konuk yazar

Adalet devletin temeli, siyasetin dili olmalı

İstanbul’a ihanet ettik sözünden sonra halk, “Madem ki ihanet ettiniz, o halde size artık ekmek yok.” diyerek İstanbul’u iktidarın elinden aldı. FETÖ kalkışmasının ardından “kandırıldık” denildiğinde, halk bu yapının her kılığa girerek Müslümanları aldatmasının kolay olduğunu düşündü ve iktidara bir şans daha verdi. PKK ile mücadelede atılan adımlar da bu süreci destekledi.

Pandeminin ekonomiye etkisi hafife alınarak “Teğet geçecek.” denildi; ancak süreç ağırlaşarak devam etti. Halkın alım gücünün azalması ve fakirlikin artması, seçimlerde düzenin bozulmaması adına kerhen de olsa iktidara destek verilmesine neden oldu. Ancak seçim kıl payı kazanıldı ve halk, belediye seçimlerinde sarı kartını gösterdi. İki sarı kartın ardından hükümet, kırmızı kartla oyun dışı kalacağını fark etti. “İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder.” söyleminin doğruluğu, bu durumla daha da belirginleşti.

Ekonomik sıkıntılar hafiflemedi, aksine ağırlaştı. Asgari ücret ve emekli maaşları, enflasyon karşısında yüzde 300 geride kaldı. Umutlar azaldı, halkın şikayetleri arttı ve vatandaş artık pahalılıktan başka bir şey konuşamaz hale geldi. Büyükşehir belediyelerinin kaybedilmesi, iktidarın geleceği için büyük bir engel oluşturdu. Bu engeli aşmak için “kent uzlaşısı adı altında terör işbirliği” iddiası ortaya atılarak, belediyelere kayyum atamaları ve terör suçlamaları gündeme getirildi. DEM belediyelerinin Kandil’in şubesi gibi hareket ettiği iddiası, kayyum atamalarını zorunlu kılmış olabilir. Ancak aynı gerekçenin ana muhalefet partisi belediyelerine uygulanması, 19 Mart günü CHP’nin ön seçiminde 15 milyon vatandaşın itirazına neden oldu.

Bu beklenmedik durum, iktidarı zor durumda bıraktı. Hak, hukuk, adalet sloganları yükselirken, yargıya olan güven sarsıldı. Ümit Özdağ, Ekrem İmamoğlu ve bazı gazetecilerin tutuklanması ya da tehdit edilmesi, halkın rıza göstereceği bir durum değildir. Demokrasi, eleştiri ve hazım rejimidir. Meydanlar ve sokaklar milletindir, güvenlik güçleri ise milletin güvenliği için vardır. Halk hakkını ararken, bu sürece iç ve dış provokatörlerin sızmasını engellemek hayati önem taşır. Polis, devletin emrindedir, siyasetin değil. Siyasetçiler fani, devletin polis teşkilatı ise bakidir.

Bugün ülkemizin her zamankinden daha fazla barışa ve güvenlike ihtiyacı vardır. Bölgesel ve küresel gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik kaynaklarının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ülkenin geleceği, yalnızca bir Cumhurbaşkanlığı seçimine feda edilmemelidir.